Ekonomiye kurulmuş bir komplo mu var, yoksa her şey ekonominin kendi tabiatına uygun gelişmelerin neticesi olarak mı yaşanmaktadır? Son zamanlarda piyasalarda yaşanan dalgalanmaların haklı olarak insanın aklına bazı soruları düşürmesine şaşırmamak gerekir. İşin içine reyting kuruluşlarının karışması, hiçbir makro veride olumsuz bir eğilim yokken, Türkiye’nin notunu düşürmeleri başta olmak üzere, bazı kurum ve aktörlerin davranışlarının döviz fiyatlarında yaşanan dalgalanmalarla ilgisi kurulunca, bu soruların sorulması normaldir.
“Sosyal bilim öğrencilerine ekonomi derslerinde verilen bilgiler, öğretilen teoriler ‘ekonomik olayları kendi rasyonalitesi içinde açıklamayı’ öngörür. Bütün sosyal hadiseler gibi ekonominin de kendisine göre yasaları vardır ve ekonomi bilimi bunu ortaya koymayı amaçlamaktadır.”
EKONOMİ VE SİYASET
Burada iki şeyi birbirinden ayırmak daha doğrusu karıştırmamak gerekir. Bunlardan biri toplumsal hayatta olduğu gibi ülkeler arasında meydana gelen ilişkiler de bir rekabet, bir mücadele boyutunun bulunduğu gerçeğidir. Toplumsal mücadelelerde, iktisadi davranışlar nasıl ekonominin kendi rasyonalitesini aşan bir zeminde, her türlü müdahaleyi yani siyasi, toplumsal hatta gayri hukuki davranışı iktisadi olanı yönetmek, yönlendirmek için devreye sokuluyorsa, uluslararası sistemde bununla mukayese edilemeyecek çapta müdahaleler hatta mücadele ve savaş unsurları, araçları devreye sokulabilmektedir.
“Meselenin diğer boyutu, iktisadın kendi rasyonalitesi içinde işleyişidir. Esas olarak ekonomi bilimi teorik varsayımlarla yaptığı soyutlamalarla bu rasyonel iktisadi davranışı belli parametreler altında saf modeller halinde ortaya koyarken, iktisat politikasının dayandığı zemindeki potansiyel imkânları sunmaktadır fakat iktisat politikasını yönetenler başkalarının da bu bilgiye sahip olarak hangi müdahale araçlarını devreye sokabileceğini hesaba katmak durumundadırlar.”
Ülkelerin konumuna göre bu mücadele ve müdahalelerin şiddeti artıp azalmakta olabilir fakat dünya sisteminde ülkeler arasındaki iktisadi mücadelenin siyasi hegemonya mücadelesinin bir parçası olarak ortaya çıktığı zamanlar hep var olagelmiştir. Daha önce Şili’de Allende’ye, yakın zamanlarda Brezilya’da Başkan Luna’ya yapılan operasyon, Venezuela’da önce Chavez’e, sonra Maduro’ya karşı yürütülen operasyonlar bu mücadelelerin ekonomi politiğini ortaya koymak bakımından ilginç örnekler olarak hatırlanacaktır. Peki, şimdi sırada kim vardır?
SEÇİM ÖNCESİ EKONOMİYE SALDIRMAK
Bugün dünyada yaşanan siyasal mücadelenin iktisadi boyutu dünya sisteminde yaşanan değişmeler üzerinden ve ülkelerin bu sistemde bulundukları yer açısından değerlendirmek doğru bir çıkış noktası olacaktır. Bu açıdan bakıldığı zaman, Sanayi Çağı’yla kurulan ve İkinci Savaş sonrası başka bir yapıya dönüşen sistemin bugün üzerinde egemenlik kurduğu alanları kontrol edememekten kaynaklanan, sömürü mekanizmalarını işletememekten doğan sorunlarının derinleştiği görülmektedir.