Ekonomik derecelendirme kuruluşları neye bakarak ekonomileri değerlendirip not veririler? Bu derecelendirme kuruluşlarının ülke ekonomileri hakkında yaptıkları değerlendirmeler sadece ekonomi verilere ya da ekonomik rasyonalite ekseninde mi oluşmaktadır yoksa işe politik gerekçeler, beklentiler, tutumlar da karışmakta mıdır? Bu sorunun sadece Türk ekonomisiyle ilgili olmadığını hemen söylemek gerekir çünkü bu kuruluşların sicillerinde bu tür soruların sorulmasına neden olan, onların ‘ekonomik rasyonalite’yerine ‘politik tutumla’ karar verdiklerini ortaya koyan birçok olay ve tartışma bulunmaktadır.
Moody’s ve benzeri kuruluşların notlarının piyasası olduğuna dair iddiaları bir tarafa bıraksak bile, Brezilya, Rusya, Suudi Arabistan, İrlanda ve Yunan ekonomileriyle ilgili yanlış ölçümler yaptığı, verdiği yanıltıcı notların arkasından bu ekonomilerde hasara yol açtığı bilinmektedir. Moody’s in ABD Adalet Bakanlığı tarafından soruşturma altında olduğunu, bol keseden verdiği notların 2008 krizi öncesi finansal piyasalardaki spekülatif rolünün incelendiğini, bunun yol açtığı zararın tespit edilmeye çalışıldığını unutmamak gerekir.
Sorun ekonomik mi politik mi?
Moody’s in Türk ekonomisiyle verdiği karar hem içeride hem de dışarıda tartışmalara sebep oldu. Tartışmacıların bir kısmı ekonomik değerlendirme kuruluşlarını eleştirmek yerine ekonomide reformlara ağırlık verilmesi gerektiği gibi alışılmış sıkça tekrar edilen şeyleri söylerken, bu kuruluşun yaptığı açıklamanın zımnen doğru olduğunu ifade etmiş oldular. Onlara göre Türkiye ekonomisi ihtiyaç duyulan ‘reformları yapmadığı için’ bu not indirimini hak etmiştir!