Bugünün dünyası ile eski dünya arasındaki fark çok derindir. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda konuşurken, dinleyenlerin yüzünde sadece bu farkın görünürlüğüne dair bir ifadeyi değil aynı zamanda o eski dünyanın nasıl eşitsiz bir dünya olduğunun hatırlatan ifadeleri görmemek mümkün mü? O Kara Afrika’nın mazlumları, Asya’nın, Uzak Asya’nın sömürgeciliği yaşamış, ezilmiş ama şimdi ayağa kalkmış ülkelerinin temsilcileri, Erdoğan’ın konuşmasını, dile getirdiği yenilikçi önerileri dinlerken neler hissetmektedirler?
Şüphesiz dünyada hangi haksızlıkların, hangi zulüm ve eşitsizliklerin yaşandığını en iyi o ülkelerin insanları bilmektedir fakat yaşanan bütün bu olumsuzlukları bilmelerine rağmen bunun böylesine açık bir şekilde dile gelmesi onlar için nasıl bir duygudur! “Yaşanan bütün yağmaların, vahşetin, sömürü ve talanın ifadesi olan ‘eski dünya’ üzerine kurulu olan sistem, bütünüyle kendi hegemonyasını ‘uluslararası sistem’