Türkiye’ye yönelik terör saldırılarını sadece bir iç mesele olarak, o çokça söylendiği şekliyle ‘Kürt sorunu’ etrafında ele almak aslında olayın niteliğini anlamamak demektir. Hele ‘çözüm süreci şeffaf bir şekilde sürdürülmediği için başarısız olmuştur, bunun için yeniden çözüme dönülsün fakat süreç taraflar arasında bütünüyle şeffaf bir biçimde yürütülmelidir’ diyenleri gördükçe, insan terör örgütünün bu kadar şeffaflık merakı olduğunu bu adamların nasıl anladığını merak ediyor!
Dahası var, ülkenin Ana Muhalefet partisi çevrelerinde meselenin çözümü için sadece şeffaflık ihtiyacına vurgu yapılmıyor, CHP resmi siyasetinde çözüm için sorunun Meclis’te komisyon kurarak ele alınmasını, siyasi bir mesele olarak Meclis zeminine taşınması gerektiğini söylüyor. Sorunun çözülmesi konusu bir icraat meselesidir ve yürütmenin işidir. Yürütme meclise karşı sorumludur fakat görevini yasama organına devrederek sorumluktan kaçamaz. Eğer çözüm için yasal bir düzenlemeye gerek varsa ki zaten bu ihtiyaç hasıl olduğunda meclise gelindiği gibi yine gelinebilir.
Çözüm nerede?
CHP’nin meselenin mecliste çözülmesi önerisinin bir diğer problemi; terör sorununu Meclis’te bir siyasi mesele haline getirme yanlışıdır. Başından itibaren KCK/PKK örgütlenmesinin meseleyi meclise getirip tarafların Meclis’te konuyu müzakere ederek siyasi talepleriyle ilgili yasal ve anayasal düzenleme yapılmasını istedikleri dikkate alınınca, CHP’nin sorunu Meclis zeminine taşıma ve orada bir müzakere komisyonları kurma önerisinin yanlışlığının nereye uzandığını görmek daha kolay olacaktır.