Türkiye’nin IMF’nin ‘stand by’ imzaladığı, Dünya Bankası ve IMF programlarını terk ettiği günler çok gerilerde kalmasına rağmen hâlâ o günleri özleyenler, ‘ bu gidiş IMF’ye dur’ diye yazıp çizenler kimdirler? Türkiye’yi bağımlılık ilişkilerine mahkûm eden politikaların yapısal olarak aşıldığını bunun şartlarının tarihi, toplumsal, ekonomik ve siyasi bakımdan tasfiye edildiğini anlamayanlar sadece ekonomiden değil, ülkenin yaşadığı toplumsal, siyasal ve uluslararası dönüşümden de bir şey anlayacak durumda değillerdir.
Eğer onlar bu sürecin sosyolojik, ekonomik ve politik anlamını kavrayabilselerdi, çok arzu etseler bile Türkiye’nin IMF’nin kapısını yeniden çalacağını söylemekten utanırlardı. Üstelik bu söylentilerin IMF çevrelerce bile yalanlanıp ciddiye alınmamasına rağmen bu nasıl hastalıklı bir zihniyettir ki devam etmektedir; bunların kendi ülkesine karşı bu kadar kin duymaları sadece Cumhurbaşkanı Erdoğan’a düşmanlıkla açıklanacak bir olay olabilir mi?
BOŞU