Bugün Türkiye'nin, elbette ki içinde yaşadığımız bölgenin, nasıl şekilleneceği veya şekillendirilmek istendiği önemli bir mesele olarak gündemdedir. Şüphesiz ne Ortadoğu coğrafyası, ne de burada merkezi ağırlığa sahip ülke olarak Türkiye'nin geleceği, küresel sistemden bağımsız bir biçimde şekillenmeyecektir.
Bölgede yaşanan Suriye iç savaşı, Irak'ın işgal sonrası bir
türlü kurtulamadığı istikrarsızlık, İran'ın nükleer enerji inşa
sürecinde Batı ile yaşadığı krizin çözülmesinden sonra takip ettiği
bölgesel yayılma siyaseti, terör örgütünün bu konjonktürü Türkiye
karşısında bir iç savaşa döndürmeye dönük saldırıları, ABD ve
Avrupa'nın enerji kaynakları üzerindeki kontrolü sorunu ve
Rusya'nın bölgeye dönük politikaları, geleceğin belirlenmesinde
önemli paya sahip olacak faktörlerdir.
Mevcut durumun yani bölgesel kaosun sürdürülmesinin mümkün
olmadığı, Ortadoğu'nun dünya sistemindeki ekonomik (kaynaklarının)
ağırlığı göz önünde bulundurulunca, burada yaşama imkanı bulan
terör örgütlerinin tahripkarlığının sadece bölgeyle sınırlı
kalmayacağı da düşünüldüğünde gelecek için önümüzde hangi
ihtimaller bulunmaktadır diye bakmak gerekir.