Daha önce Kemalistler haklı mı çıktı diye sorup, tartışmıştım; epeyce itiraz geldi. İtiraz edenlerden bir grup ‘elbette haklı çıktı; kapatılan dergâhların, tarikatların tekrar aleni hale gelmesine göz yumulmasaydı, ne FETÖ nede onun yerine şimdiden aday olan diğerleri ortaya çıkabilir, ülke bu kadar büyük bir belayla karşılaşırdı’ diye özetlenebilecek gerekçelerini sıralamaktaydılar.
İtiraz eden bir diğer grup ise, tam aksi istikamette görüş ifade etmektedir. Onlara göre ‘eğer Cumhuriyet dergâhı, tarikatı, cem evini yasaklamasaydı, başka bir ifadeyle dini hayatı ve onu taşıyan geleneksel kurumları ortadan kaldırmaya girişip, baskı altına almasaydı, bunlar yaşanmazdı; çünkü bastırılan, yasaklanan dini gruplar yer altına inerek geleneksel formlarından da saparak FETÖ yapılanması gibi sapkın oluşumların ortaya çıkmasının önünü açılmıştır.’
Başkasının adamı
Önce bu iki görüşünde dikkate almadığı ortak bir yanlışa tekrar işaret etmek gerekir. Her nedense bu konuları ele alan birçok kimsede şu yanlış kanaat bulunmaktadır. “Bazı insanların bir dini grup haline gelip, bir cemaat oluşturduktan sonra devleti ele geçirmek için şeytanca bir planla bu işi yapmaya kalktıklarına dair bir görüş mevcuttur. Oysa FETÖ yapılanmasını, onun 15 Temmuz ihanetiyle ortaya çıkan yüzünü, onun faaliyetlerini herhangi bir dini grubun veya cemaatin eseri saymak meseleyi anlamamakta ısrar etmek demektir.”