Türk siyasi hayatında CHP'nin ayrı bir yeri vardır. Bu sadece onun ilk parti olmasıyla ilgili değildir, tarihsel olarak Türkiye'nin bütün siyasal aşamalarında etkisi veya rolü bulunan bir parti olmasıyla ilgilidir. Meselenin belki de daha önemli olan tarafı CHP'nin devlet içindeki ideolojik yapıyı sürekli üreten ve ayni zamanda devletin organik yapısıyla kurduğu ilişkisidir.
Bizim CHP ile ilgili eleştirilerimiz özellikle devlet ve toplum arasında bu kadar etkili bir konumda bulunan bir partinin, Türkiye'nin toplumsal değişim sürecinin gerisinde kalarak oluşturduğu negatif, tutucu rolün sebep olduğu sorunlarla ilgilidir. Eğer bu parti kendisini yenileyip, değişim karşısındaki rolünü pozitif bir enerjiye, eleştirel olsa da yeni imkânlar sunan politik bir proje inşa etmeye dönüştürebilirse bu durum ülkenin sorun çözme kabiliyetini artıracak bir netice yaratacaktır.
Siyaset anlayışını değiştirmek kolay değil
Söylediklerimize düşünmeden ezberlenmiş kalıplar üzerinden itiraz edecek olanların söyleyecekleri ilk şey "CHP'nin Türkiye'de bütün değişimlerin öncüsü olduğu, hatta devrimlerle toplumu bütünüyle değiştirmeye yönelmiş bir parti olduğudur." Mesele tam da bununla ilgilidir. CHP jakoben siyaset geleneğinin, pozitivist dünya görüşünün siyaset anlayışıyla hazırlanmış bir toplumsal mühendislik projesi olarak uygulamaya sokulan veya gerçekleştirilmek istenen siyasi programı toplumsal değişimle karıştırmaktadır. Pozitivist değişim programları, aslında zorunlu kültür değiştirme girişimleridir ve kaçınılmaz olarak anti-demokrattırlar.