Kemalist ideolojiden FETÖ’cülüğe geçmek bu kadar kolay mıdır? İnsan düşünmeden edemiyor. Türk ordusu gibi köklü bir tarihi olan, üstelik yarım yüzyıldan daha fazla bir süredir bütünüyle eğitiminden, hayat tarzına, davranış biçimine kadar her şeyi Kemalizm ile izah etmeye çalışan, eğitim sistemiyle bunu endoktrine etmeye özen gösteren bir kurumda FETÖ yapılanması nasıl bu kadar geniş bir yayılma fırsatı bulabilir? Siz bakmayın bu konuda FETÖ’nün devlet içine sızmasında, bir ağ gibi her yere sirayet etmesinde suçlu arayıp, nihayetinde AK Parti hükümetlerini suçlu gösterme çabalarına…
Elbette bu yapının hastalık yayan bir mikrop gibi üremesinde devleti yönetenlerin, bu örgütün herhangi bir cemaat olmadığını tespit etmesindeki gecikme ciddi bir sorundur; fakat hiç kimse hiçbir hükümeti FETÖ’cülerin orduya sızmasından sorumlu tutamaz. Böyle geri bir ideolojik söyleme dayanan (Kâinat imamının, bütün evrenin bilgisine sahip olduğu ve insanüstü yetenekleri bulunduğu inancı, altın neslin yönetime el koymasıyla her şeyin düzeleceğine yani elitist anti-demokratik düşünce biçimi gibi irrasyonel, safsatalar) bir hareketin orduda yer bulması nasıl izah edilebilir?
Faşizmin bir başka yüzü
Herhalde kimse kalkıp ne yapalım Kemalistler artık fikir değiştirdiler FETÖ’cü oldular diyemez eğer böyle denilirse Kemalistlerin inandıkları ya da savundukları fikirlerin FETÖ yapılanması mensuplarının savunduğu abuk sabuk hezeyanlardan daha zayıf olduğu söylenmiş olmayacak mıdır? Kemalizm’in tarihsel bir şahsiyet olarak Mustafa Kemal Paşa’nın kimliğinden istifade ederek bürokratik elitlerin otoriter rejim kurma girişimlerinin ideolojisi olarak icat edildiği dikkate alınırsa, onun demokratik değerler açısından eleştirilmesi elbette önemlidir, fakat FETÖ yapılanmasının hem tarihsel hem çağdaş ideolojik söylemlerle mukayese edilemeyecek geriliği ve yetersizliği göz önünde tutulunca, onu Kemalizm’le karşılaştırmak dahi haksızlık olacaktır.