Moralleri çok bozuk; terör örgütünün politik yandaşlarından, medyadaki uzantılarından söz ediyorum. Ülkenin sokaklarında bombalar patlattıkça halkı korkutup ülkeyi yönetilmez hale getireceklerini, hükümeti etkisizleştirebileceklerini düşünenler, halkın terör karşısında daha dirençli hale geldiğini, mücadelenin kararlı bir şekilde sürdürülmesi yönündeki talebin yükseldiğini görünce; geçen yıl Nevruz’da verdikleri ‘silahları bırakıp, terörden vazgeçme’ sözünü unuttukları halde, bu kez de arsızca yeniden ‘barış masasına dönelim’ çağrısı yaptılar. Üstelik ‘masaya oturursak çatışma biter, hendekler kapanır’ diyerek, bu kirli kanlı işin ne kadar içinde olduklarını da itiraf ederek. Oynamaya çalıştıkları oyunun bozulması onları iyice şaşırtmış görünüyor. Onların planlarına göre, belediyeler ve KCK örgütlenmesi üzerinden şehirlere yerleşip, toplumsal olaylarda sokaklara çıkıp kitle tabanı oluşturularak, büyük şehirlerin varoşlarından kent merkezlerine doğru eylemler yaygınlaştırılacaktı. Büyük şehirlerde bunlar hazırlanırken, silahlı eylemler Sur gibi mahallerden şehrin tamamına yayılacak, bölgenin başta Şırnak olmak üzere diğer şehirlerine doğru genişletilerek halkta bir panik havası yaratılacaktı; böylece Güneydoğu’da kasabalarda, mahallelerde halkın devletle çatışması planlanırken, batıda büyük şehirlerde ‘etnik temelde bir iç savaş’ başlatılacaktı.