‘Kürt meselesiyle’ terörü birbirinden ayrı ele almak gerektiği açıktır, aksi takdirde ‘terörü’ bir sorun etrafında meşrulaştıran bir yerde durulmuş olunur ki zaten terör örgütünün isteği de budur.
Yıllar boyu konuyu ‘Kürt Meselesi’ olarak tanımlayanların temel gerekçeleri, bu ülkede yaşayan Kürt kökenli insanların kimliklerinin inkâr edildiği, kültürel olarak dışlandığı, Kürtçe konuşmanın bile yasaklandığı ile başlayıp, ağırlıklı olarak bu insanların yaşadıkları Güneydoğu bölgesinin geribırakıldığı ve ihmal edilmişlikleri üzerinde yoğunlaşmaktaydı. Bugün 12 Eylül rejimin koyduğu dil yasağı, dil veya geleneksel hayat tarzına dönük müdahaleler, kısaca inkâr politikaları yapılan reformlarla tarih olmuştur.
NE İDİ, NE OLDU?
Bölgesel gerikalmışlık, yoksulluk, ‘derebeylik’ gibi toplumsal sorunları, kasıtlı olarak uygulanan veya bilerek uygulanmayan politikalara bağlayarak açıklayanlar ise, daha çok ‘demokrasiyi’ suçlayarak, bu politikaları