Türkiye’de ‘kültürel iktidar’ bütün farklılaşmalara tahammülsüzdür. Burada üzerinde durmak istediğim hastalıklı tavır, kültürel iktidarın çoğullaşmasına karşı ortaya çıkan, toplumsal şizofreniyi yansıtan davranışlarla ilgilidir.
“Geçtiğimiz günlerde Adana Altın Koza Film Festivali’nde yaşanan olayı biliyorsunuz; Türkiye’nin uluslararası alanda en muteber sinema ödüllerinden biri sayılan Altın Ayı ödülünü kazanmış yaşayan tek sinema yönetmenimiz Semih Kaptanoğlu’na yapılan terbiyesizlikten söz ediyorum. (Hatırlayınız bu ödülü Susuz Yaz filmiyle ilk kazanan rahmetli Metin Erksan ‘milli sinema’dan bahsedince onu nasıl linç etmeye kalkmışlardı!) Bu saygısızlığı yapanlar kimdir, neyin nesidirler üzerinde durmaya değmez.” Esas meseleye bakmak gerekir, yapıdaki problem durdukça bu tür saygısızlıkları yapacak, çaptan düşmüş ya da zaten bu alanlarda sanatsal/kültürel bir değer olma kabiliyetine sahip olamamış, ancak kültürel iktidar sahiplerine tutunarak var olmaya çalışanları bul