Muhafazakârlar kapitalistleşemez mi? Bu soruyu soranların veya açıkça sormasa da üstü örtük bir biçimde ileri sürenlerin ‘muhafazakârlık esnaf ideolojisidir, neden orada kalamayıp sınıf değiştiriyorlar’ dediklerinin farkında olmak lazımdır. Bu tür sorular, modernleşme, kalkınma, kapitalistleşme gibi olayları anlamayan, bununla ilgili ekonomik dinamikleri, sosyolojik süreçleri açıklayacak teorik meselelerden uzak olanların ileri sürdüğü iddialara dayanmaktaydı.
Türk düşüncesinin belli kesimlerinde özellikle ‘beyaz Türkler’ diye ifade edilen ‘kültürel hegemonyayı’paylaşan zümrelerinde, Marksist düşüncenin teorik düzeyde olmasa da popüler sloganlarıyla yazmak konuşmak moda olduğu için, Türkiye’nin kapitalistleşme süreci hep bu çerçevede ele alınmıştır. “Esnaf ve zanaatkârlara dayanan muhafazakârlığın kısa sürede siyasal olarak tarih sahnesinden çekileceği veya etkisiz hale geleceği tezi de bunlardan biridir ve bu tez beyaz Türklerin resmi ideolojisinin penceresinden dünyaya bakanların, uzunca bir süre içini rahatlatmaktaydı; çünkü muhafazakârlığın kendi konumlarını sarsacak bir siyasi değişim hareketi yaratamayacağı haberi hegemonyanın devamı demekti!”