Mısır’ın seçimle gelen ilk devlet başkanı Mursi, darbe rejiminin
zulmü altında, binlerce insanı katleden cuntacı diktatör Sisi’nin
mahkemesinde, ‘son söz’ hakkının verilmemesi, savunma
hakkının engellenmesi karşısında yaşadığı sıkıntıyla kalp krizi
geçirip, yirmi dakika süresince adeta can çekişmesi seyredilirken
hayatını kaybetti. İnancımıza göre zulüm altında hayatını kaybeden
her Müslüman şehittir. Bu dünyaya, evlat acısı da dâhil her türlü
zulmü yaşayarak halkının demokrasi mücadelesini sürdüren bir
kahraman olarak veda eden Mursi’nin öyküsü başka bir olayın
düşünülmesini, etraflıca ele alınmasını gerekli
kılmaktadır.
Meseleye, ‘Müslüman Kardeşler’ örgütü etrafından bakarak, onu da
soğuk savaş ortamının faşizan militarist BAAS rejimi söylemiyle
değerlendirmek olsa olsa BAAS rejimlerini kutsayan, bizdeki 27
Mayısçı cuntacı zihniyetinin hastalıklı yapısını savunmak, bu
zihniyeti sürdürme arayışı olacaktır.
BATI’NIN DEMOKRASİYLE İMTİHANI