Doğu toplumları ya da İslam dünyasının Batı karşısında geri kalması meselesi çok tartışılmış bir konudur. Uzun zamanlar boyunca Batı açısından, Doğu denilince Müslüman toplumlar; son bin yılda da yani Anadolu’nun fethinden sonra da Türkiye anlaşılmıştır. Batı toplumlarının yükselişi karşısında bilimde, sanatta, düşüncede, ekonomide yenilik yaratamadıkları için 18.yüzyıldan itibaren Osmanlıların göreli olarak gerilemesiyle başlayan süreç, sadece Müslüman toplumların değil Hint’ten Çin’e kadar bir coğrafyanın kaderinin değişmesine yol açmıştır.
Burada ilk kaydedilmesi gereken husus; Batı’nın yükselişi karşısında zamanla geri kalmış konuma düşenlerin sadece Müslümanlar olmadığı, Hinduizm, Budizm gibi kitlesel olarak büyük toplulukların inandığı dinlerin hüküm sürdüğü ülkelerin de benzer bir geri kalmışlık durumu yaşamış olduklarıdır. Bu hususun altını çizmem sebepsiz değildir. Toplumsal gelişme denilen olayın tarihsel, konjonktürel, zihniyet yapısı gibi çok değişkenli ve çok