Tarihsel olarak çözülememiş meselelerden kaçmak kurtulmak mümkün olmuyor. Hani o çok söylenen ‘ver kurtul’ formülü aslında yanlış bir formüldür çünkü verip kurtulmak mümkün görünmüyor, çoğu kere verseniz de kurtulamıyorsunuz. Yapılan bir yanlış, eğer yaşanılan coğrafyayı bütünüyle terk edip başka bir kıtaya veya başka bir coğrafyaya gidilemeyecekse, dönüp sizi ya başka bir yanlışa ya da yeniden meseleyi çözmeye zorlayacak hale gelebiliyor. Sanıyorum Cevdet Paşa’nın ünlü sözü hâlâ akıllardadır. Tarihsel olan bir toplumun güncelini belirleyen faktörlerden biridir ve inkâr da etseniz tarihten kaçmak imkansızdır. Bu da ‘tarihi boşuna yaşanmış bir şey olmanın ötesine’ taşıyor. Tarihin tekerrür ettiği fikri doğru değildir; tam aksine değişim, yeni durumların ortaya çıkması demektir. Tarihe insanların, toplumların, ülkelerin, milletlerin v.s. değişim hikayesi olarak bakmak, aynı zamanda değişimi yaratan önceki durumun aktüel olanın ortaya çıkışını belirleyen faktörlerden en azından biri olduğunu görmek gerekir.
Tarih tekerrür etmez