Uluslararası sistemin patronajında hala Batı yer almaktadır. Fakat bugün bu sistemin temelleri aşınmaktadır ve Batı sitemi hegemonik üstünlüğünü hızla kaybetme eğilimine girmiştir. Bunun arkasında planlanmış bir olay, gelişme veya bir komplo bulunmamaktadır. Dünyada yaşanan son çeyrek yüzyılın ekonomiden teknolojiye, bilimsel devrimlerden iletişimde ortaya çıkan yeni dalgalara, bilginin niteliksel olarak geçirdiği sıçramalara kadar birçok olayın burada meydana getirdiği büyük bir dönüşüm söz konusudur.
Bu yaşanan sürecin küreselleşme diye ifade edilmesi ve bunun da yeni bir çağın yaşanması anlamına geldiğini söylemek doğru olacaktır. Küreselleşme bir anlamda tarihsel olarak yeni bir dönemin açılması, insanlık için yeni bir dalganın yükselmesi demektir, şüphesiz her büyük değişim dönemi için geçerli olan kurallar bu süreç için de geçerlidir. Büyük dönüşümler, çağ değişmeleri büyük sorunları beraberinde getirebilir, yaşanmasına sebep olabilir.
Terörü üreten anlayış
Terörün küresel bir hal alması, küresel ölçekte tehdide
dönüşmesinin arkasında önemli bir neden olarak küreselleşme
sürecinde Batı sisteminin dış politika yaklaşımının hala eski
yöntem ve zihniyette dayalı olmasının önemli bir payı olduğunu
ileri sürüyorum. Bunu şöyle açıklamak mümkündür: Soğuk savaştan
sonra Batı sistemi tek kutuplu bir dünya yaratma arayışına
yönelmiştir. Bu arayışın arkasında neo-liberal ideolojinin önemli
bir rolü bulunmaktadır. Bu ideolojik yaklaşım ekonomide ve
siyasette Batı’nın mutlak üstünlüğünü rasyonalize eden bir işleve
sahiptir. Demokrasiyi, özgürlükleri, sosyal hakları, bireyin
varlığını adeta ‘piyasa’ karşısında yok sayan bu anlayış
uluslararası siyasette de müdahaleciliği meşru gösteren bir siyaset
üreten bir anlayışa yol açmıştır.
Bir anlamda Batı bu ideolojik dar görüşlülük içinde küresel öncesi
dönemin, sömürgeci siyasetlerine kadar uzanan yöntem ve araçları
kullanmaya devam etmiştir. Bunlar savaş, ülkeleri işgal etme, iç
işlerine müdahale, askeri cuntaları destekleyerek darbe yaptırmak,
bunları yapmadığı veya yapamadığı durumlarda o ülkeler içinde
ortaya çıkan ideolojik, etnik, dini vb. sebebi ne olursa olsun
terör örgütleriyle gizli servisler üzerinden irtibat kurup söz
konusu ülkeyi politik bakımdan istikrarsızlaştıracak eylemler
yoluyla o ülkeye baskı yapmak…