Türk aydınlanması neden yaşanmadı? Bu soruyu cevaplandırmak için öncelikle ‘Cumhuriyet Aydınlanması’ diye ifade edilen kavramın sadece yetersiz değil, yanlış olduğunu da belirtmek gerekir. Cumhuriyet aydınları diye adları geçenleri şöyle bir düşündüğümüzde bile, onların bırakınız ikinci sınıf olmayı bilmem kaçıncı sınıf Batılı düşünürlerin fikri takipçisi olduğunu, onları da ancak slogan düzeyinde izledikleri görülecektir.
Rahmetli Hilmi Ziya Bey’in ‘Çağdaş Düşünce Tarihi’ni okuyanlar bilir ki; İmparatorluğun son yüzyılında ciddi bir düşünce atmosferi oluşmuştur. O zaman dahi düşünce planında bir Türk aydınlanması yaratmada yetersizlikler ortadayken 20.yüzyıldan günümüze gelen bu çölleşme ciddi bir sorundur. Bu konunun kaynaklarından biri Türk üniversite sistemi, diğeri Türkiye’nin aydın cemaatinin tutuculuğu üçüncüsü ve daha zarar verici olanı da hâkim zihniyet dünyasıdır.
Vesayet çağrısı
“Günümüzde aydınların Batı’ya yalvarıp yakaran mektuplar yazması, Batı kamuoyunu ülke aleyhine harekete geçirme arzuları ciddi bir aşağılık kompleksinin ürünüdür.