Bu katliamları yapanlar işledikleri cinayetlerle herhangi bir siyasi hedefe ulaşamayacaklarına göre neden böylesine alçakça saldırılara girişmektedirler? Netice almanın mümkün olmadığını bile bile bir terör örgütü, bu tür vahşet tablosunu hazırlamak için neden elinden geleni yapmak için çabalar? Eylemlerin yapılış biçimi terör örgütünün profesyonel yapılarla birlikte hareket ettiğini veya bazı profesyonel servislerin terör örgütünü sahaya sürdüğünü göstermektedir. Esas itibarıyla bölgemizde yaşanan savaşa ‘vekâlet savaşı’ dendiğini göz önünde tutarak şu söylenebilir ki; bölgedeki bütün terör örgütleri başta PKK/PYD, DEAŞ olmak üzere, bu savaşta kendileri için değil başkaları için kendilerine verilen rolü yerine getirmekten başka bir işleve sahip değillerdir. Kim ne istiyor? Burada Batı sisteminin takip ettiği stratejinin altı çizilmelidir. Başından itibaren eleştirdiğim bu strateji, esas olarak bölge halkının kendi geleceğine karar verme süreçlerinin dışında kalmasını ön gören, küresel süreçte ‘yeni sömürgecilik’ denilen bir anlayışa dayanmaktadır. Buna göre; Ortadoğu toplumlarının modern ekonomik ve toplumsal ilişkilere katılması, kaçınılmaz bir biçimde siyasal sistemin demokratikleşmesi gibi bir sonucun oluşumuna yol açmaktadır. Bu durumda, yüz yıldır bu bölgeyle kurulan bağımlılık ve sömürü ilişkilerinin sürdürülmesini sağlayan siyasal yapıların değişmesi kaçınılmaz olacaktır.