Son günlerde paralelle mücadelenin ne zaman ya da nasıl sona ereceğine dair bir tartışma başladı. Bu konuyu ele alıp tartışanlar, paralel yapının özelliklerinden bahsederek bu mücadelenin seyri ve önemi hakkında bazı şeyleri ortaya koymaya çalıştılar. Onları tekrar etmeden üzerinde durmak istediğim bazı hususlar bulunmaktadır. Bundan önce bu yapının mahiyetine dair Türkiye’nin neyle, nasıl bir tehlikeyle karşı karşıya olduğunu hatırlatmakta fayda var.
Çeşitli sivil grupların, ister dini ister seküler, varlığı çoğulcu bir toplumun varlığının gereğidir. Demokratik toplumlar, toplumda mevcut bulunan bu çoğulcu yapılar üzerinde hayatiyet bulurlar. Bir anlamda demokrasi devletten topluma doğru inşa edilmiş sivil yapıların sayesinde işleyen bir rejim olduğu için, sivil yapılanmaların devleti dengeleyecek fonksiyonu vazgeçilmez bir role sahiptir. “Toplumsal farklılaşmalar yeni sivil yapılar ürettikçe toplumun, bireyin karşısındaki devleti sınırlandırması mümkün hale gelecektir. Esas itibarıyla demokratikleşme süreci diye ifade edilen olay, bütünüyle devlet ve toplum arasındaki ilişkilerin böyle bir değişim geçirmesini ifade etmektedir.”