Türkiye bir seçimi daha geride bırakırken, siyaset süreci yeniden işlemeye başlıyor. Siyasetçiler, partiler, parlamento, kamuoyu, sivil toplum, sivil örgütler açık toplumun bütün unsurları, mücadele ederek, farklı düzeylerde sorunların çözümüne dönük siyasete katılarak, bunu yapmaya çalışırlar.
Mesele siyaset üretecek, siyasete katkı yapacak, ufuk açacak unsurların mevcudiyetidir. “Türk siyaset hayatında bugün en önemli sorun, siyaseti zenginleştirecek, besleyecek entelektüel zeminin daralması sorunudur. Bu işlevi gerçekleştirecek aydınlar, bilim ve kültür adamlarının yanı sıra toplumsal muhalefetin sivil toplumun ‘karşıtlık ekseninde’ düşünce ve yaratıcılıktan uzak bir reddiyeciliğe hatta düşmanlık diline hapsolması; siyaset alanının yüzeyselleşmesine, seviye kaybına yol açmaktadır.” Tam da bu noktada sorulacak soru nerede yeni düşünce, nerede yaratıcılık ve ‘nerede bu entelektüeller’ olabilir.