Vedat Bilgin Akşam Gazetesi

Siyasette denklem nasıl çözülür?

Siyasetin sorduğu sorular, ortaya koyduğu denklem nasıl çözülür, kimler tarafından çözülür? Türkiye seçime giderken aslında birçok kimsenin cevabını aradığı veya vermeye...

29 Nisan 2015 | 97 okunma

Siyasetin sorduğu sorular, ortaya koyduğu denklem nasıl çözülür, kimler tarafından çözülür? Türkiye seçime giderken aslında birçok kimsenin cevabını aradığı veya vermeye çalıştığı bu soru, birçok faktöre bağlı olarak, elbette ki birçok yaklaşıma dayanarak açıklanabilir.

Türkiye’nin büyük sermayesinin, merkez medya denilen aslında büyük sermaye gruplarıyla ideolojik, kurumsal, simbiyotik ilişkileri bulunan kitle-iletişim ortamının ve bunların tarihsel müttefiki olan bürokratik oligarkların oluşturduğu “siyasal yapının” şifresi kırıldıktan sonra (AK Parti reformları) bu denklemin çözümünün imkânlarının bütünüyle demokrasinin içinde bulunduğunu söyleyebiliriz. Siyasal sürecin sorduğu soruları basitçe şöyle ifade edilebilir: Devletle toplum arsındaki ilişkiler nasıl belirlenmektedir; devleti kim yönetecektir; yönetmeye talip olan siyasi gruplar arasındaki rekabeti, mücadeleyi belirleyen faktörler nelerdir, siyasi grupların, partilerin toplumla kurduğu bağlar, münasebetler neticeyi nasıl etkiler?
Türk siyasal hayatında İmparatorluktan günümüze iki siyasal güç merkezinin diyalektik ilişkisinin bulunduğunu söylemek mümkündür. Bunlardan biri, devletin içinde örgütlenmiş gücünü işlevlerinden devşirmeye çalışan ( fırsat buldukça bunu aşırıya götürmeye yani devletin gücünü bizzat kullanmaya eğilimi taşıyan) gruplar, diğerini ise başta Sultan olmak üzere, çeşitli düzeylerdeki üretici zümreler oluşturmaktadır. Bu üretici unsurlar içerisinde, hukuktan, inanç öğretisine, eğitime, dünya görüşüne kadar uzanan sivil manevi/kültürel üretim bulunduğu gibi, ticaretten, zanaat ve tarıma kadar uzanan maddi üretimde bulunan gruplar yer almaktadır. İmparatorluğun klasik toplumsal/siyasal dengeleri bozulduktan sonra, politik güç merkezinin devlet içindeki unsurların kontrolüne geçmeye başladığı bilinmektedir. Batılılaşma ideolojisinin, bu geçiş sürecinde önemli bir araç haline geldiğini söylemeliyiz.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Veda zamanı 26 Nisan 2021 | 702 Okunma Yarın ayın kaçı? 22 Nisan 2021 | 466 Okunma Sistem değişti de ne oldu! 19 Nisan 2021 | 228 Okunma Reel sektörün dinamizmine uygun para politikası 15 Nisan 2021 | 107 Okunma Karadeniz barışı 12 Nisan 2021 | 134 Okunma