Elbette gerekmez; buradaki ’solcu’ ibaresini tırnak içinde kullandığımın altını çizmek isterim. Bu ülkenin siyasi tarihinde kendilerini solcu olarak bildiğimiz Mustafa Suphi’den, Hikmet Kıvılcımlı ’ya, Mehmet Ali Aybar’dan Kemal Tahir’e, Attila İlhan’a kadar uzanan dürüst, namuslu yurtsever birçok solcu/sosyalist aydın, yazar, siyasetçi vardır fakat dün de bugün de ‘solcu’ olmayı Türkiye düşmanı olmanın ön şartı olarak görenlere ne demeli? Öncelikle bu adamların ‘solcu’ ‘sosyalist’ olmalarının oldukça sorunlu olduğunu ifade etmek isterim.
Dünkü yazımda da belirttim; Türkiye’de sosyal şizofren bir grup vardır ve bunlar derin bir kimlik krizi içinde yaşamaktadırlar. “Yaşadıkları bu sosyal psikolojik krizin arkasında Batıcılık ideolojisi üzerinden duydukları/hissettikleri aşağılık kompleksi, kendi tarih/kültürlerine düşmanlığa oradan da kendi halkına yabancılaşmaya dönüşmüştür.” Bu durum öylesine marazi bir ruh haline sebep olmuştur ki ya bu halkı zorla (devrimden anladıklar