Tarih yazımı kolay bir iş değildir; zaman zaman ‘tarih tarihçilere bırakılmayacak kadar önemlidir’ diyerek tarih yazıcılığı sorununu vurgulamaya çalışsam da, tarihçiler olmasa tarihsel bilgiye nasıl ulaşırdık diye de düşünürüm. Çok uzağa gitmeden şöyle bir hatırlamak istersek, dün Cevdet Paşa, İsmail Hami Danişment, Fuat Köprülü, Ömer Lütfi Barkan, Zeki Velidi Togan, bugün Halil İnalcık, İlber Ortaylı, Mehmet Genç, Ahmet Yaşar Ocak olmasaydı kendi tarihimiz hakkındaki bilgimiz ne durumda olurdu.
Kısaca tarih yazıcılığı önemlidir, bundan kasıt tarih yazma metodolojisinden başlayarak, tarihi yazanların ‘devlete’ sahip oldukları ‘ideolojiye’ hatta benimsedikleri ‘tarihsel yaklaşıma’ göre problemin farklı şekillerde tezahür etmesidir. Aynı olayın farklı tarihçiler açısından tamamen zıt gerekçelerle açıklanması, farklı kurguların neticesi olarak hikâye edilmesi az rastlanan bir durum değildir.
TARİH NEDİR?
Aslında burada zikredilen her kavram bir tarih a