Terör örgütü PKK’nın ideolojik ve politik programı ve ona dayanan stratejik hedefleri bir sorunun cevabını açıkça ortaya koymaktadır. Zaman zaman PKK ile siyasi parti sanki ayrı varlıklarmış gibi kabul edilip ‘Partinin neden PKK’ya mesafe koyamadığının’ sorulması, bu konuda kafa karışıklığı yaşandığını göstermektedir. Konuyla ilgili yazıp çizenlerin bile meseleyi, bütünüyle bu ‘ideolojik dilin’ dışında akıllarına geldiği gibi anlatmaya çalışmaları sadece kendileri açısından değil kamuoyunun oluşumu açısından da ciddi bir sorundur.
Meselenin anlaşılması açısından önce şu hususun belirtilmesi gerekir: “PKK’nın uyguladığı terör tesadüfen seçilmiş bir yol değildir, örgüt terörü bir yöntem olarak benimserken, kendi ideolojik hedeflerine ulaşacak bir stratejiye göre davranmaktadır. Bu ideolojik anlayışa göre, şiddet örgütün politik faaliyetinin önünü açan ve hedefe ulaşması için vazgeçilmez bir yaklaşımdır.”
Terörün siyasete uzanması
Terör yapılanması, PKK’ya bağlı muhtelif örgütlenmeleri kapsayan bir ağa sahiptir. KCK Anayasası’nda bu örgütlenme ve mücadele sürecinde farklı düzeylerdeki yapılara hangi rollerin verildiği açıklanmıştır. Burada silahlı mücadele ve siyasi mücadeleyi yürüten yasal parti yapısı arasında hiyerarşik bir işbölümü bulunmaktadır ki partinin silahlı unsurlara itaat etmesi mecburiyeti vardır. Bir anlamda, parti örgütsel şema içinde örgütün merkez yapısına bağlı silahlı unsurların altında bir konumda olduğu için ‘onu kurumsal bir şahsiyet’ olarak görmek anlamsızdır.