Türkiye'nin karşı karşıya bulunduğu en önemli meselelerden biri
teröre karşı özgürlüğü savunmaktır. Siyasi hedeflerine ulaşmak için
şiddeti, katliamlara dayalı bir terör stratejisini uygulayarak,
aşama aşama hedefine ulaşmayı planlayan bir örgüte karşı tavır
alamayanların, o stratejinin içinde malzeme olmaya razı olanların,
'bu şiddet ortamı AK Parti'yi sarsarak bize de yol açabilir' diye
düşünen, ahlaken sorunlu, siyaseten bir hiç konumda olanların, bir
insanlık değeri olarak özgürlüğü savunamayacakları
ortadadır.
Özgürlüğü savunmak bir insanlık onuru meselesidir. Güllük
gülistanlık bir ortamda, insan hak ve özgürlüklerinden bahsetmek
kolaydır; önemli olan, bir bölgede, yıllardır katliam yaparak,
makineli tüfekten, uçaksavara her türlü bomba ve patlayıcıyı
kullanarak önce bölge halkını terörize edip sonra bütün ülkeyi
yıldırıp, 1960'lı yılların Pol Pot veya BAAS rejimine benzer bir
düzeni kuracağını açıkça deklare eden bir yapıya karşı tavır
alamamak bırakınız aydın olmayı, bırakınız yazar-çizer olmayı insan
olmaya nasıl sığar?
Önce insan olamak
"Türkiye'nin demokratikleşme sürecinde kat ettiği mesafe ortadayken, demokrasiye karşı örgütlenmiş silahlı yapılara, onun sözcülerine karşı sessiz kalmak hele hele onların karşısında ezik, hak verici-onaylayıcı konumda kalmak sosyal psikolojik bir sorun olduğu kadar sınıfsal ve entelektüel yetersizlik sorunudur. Bunun ötesi yaşanılan vatana, bu ülkenin taşına toprağına yabancılaşma meselesidir."