Darbelerin ortaya çıkışını, süreci hazırlayan zihniyet yapısını,
ideolojiyi, toplumsal ilişkileri kısaca darbelerin sosyolojisini
analiz etmeyi şimdilik bir tarafa bırakarak, son darbe girişimini
ele alıp, neden başarısız olduğunun, aktüel şartlar üzerinde
durmanın daha öncelikli bir mesele olduğunu düşünüyorum.
Bu darbe girişiminin daha öncekilerden temel farkını, cemaat diye
adlandırılan, içine kapalı bir yapının yıllara uzanan sinsi
çalışmalar sonucu devleti ele geçirme planının sonucu olarak, başta
ordu olmak üzere devletin çeşitli kurumlarına sızarak yukardan
aşağı bir darbe hazırlığının neticesi olmasıdır. “Bu tür içine
kapalı, birey özgürlüğünün olmadığı, düşünce kırıntısının dahi
ortaya çıkmadığı yapılarda, entelektüel bir iklimin olmayacağı
aşikardır; bu tür yapılar ancak itaat kültürüne dayanan, sosyal
psikolojide ‘dıştan kontrollü kişilik tipolojisi’ diye tanımlanan
hastalıklı, marazi insan yetiştirebilirler.” Bu hastalıklı yapının
en büyük düşmanı özgürlüktür, çünkü itaat etmek esası üzerine
kurulmuş bir çeşit otoriteryan davranış biçimi üreten mekanizma
kutsanır ve dokunulmazlık kazanır. Kısaca FETÖ diye bilinen terör
örgütünün yapısal mekanizması budur.
DEVRİMİN LİDERLİĞİ
Bu yapının diğer bir özelliği ise dışardan müdahalelere açık olması, içine kolayca sirayet edilebilecek özelliklere sahip olmasıdır. Bunun sebepleri arasında ikisi çok önemlidir. İlki, bu tür yapılar dış müdahalelerle destek bularak hedeflerine daha kolay ulaşmayı düşünürler, özgüven eksikliğini düşünce zaaflarını böylece gidermeyi ümit ettikleri gibi, dış destekle gelen imkanlardan faydalanmak isterler. Diğeri, bu tür kapalı toplulukların hiyerarşik emir- komuta mekanizmasının düşünsel eleştiriye uzak yapısı, ‘yukardan sızmalara ve işbirlikçiliğe’ gayet elverişli bir durum oluşturur.