Türkiye’nin bugün geldiği yerde, sahip olduğu insan gücünün kalitesinin yerini anlamak için üretim yapısında rol alan aktörlere, ithalattan ihracata, uluslararası ilişkilerde faaliyetlerde bulunan insanlara bakmak yeterlidir. Neredeyse bütün yirminci yüzyıl boyunca ‘motor üretmeyi’ problem haline getirmiş bir ülkenin bugün her alanda üretim bilgisine ve pratiğine sahip nitelikli emeğe sahip olmasında, teknik okullardan üniversitelere kadar bu eğitimi veren kurumların önemli bir yeri bulunmaktadır. İyi kötü Cumhuriyetin üniversiteleri kalkınmayı, insani gelişmeyi başlatacak bir ‘insan gücünü’ yetiştirmeyi başarmıştır.
“Türk üniversitelerinin başaramadığı nedir? Üniversitelerimizin başaramadığı çok şeyden bahsedilebilir. Bunların başında ulusalararası kurumsal sıralamada bu kurumların çok gerilerde olmasıdır. Üretilen makale ve özgün araştırma sayısının düşüklüğü (bunun sayıya indirilmiş olması ayrı bir sorundur), bilimsel alanda katkı yapacak düzeyde araştırmaların ortaya