Türkiye bir taraftan teröre karşı tarihinin en zorlu mücadelesini verirken, bu mücadeleyi sadece terör örgütüne karşı sürdürmediğini, bu coğrafyayı yeniden düzenlemek, siyasi sınırlarını yeniden çizmek isteyen Batılı güçlere onların şu veya bu düzeyde ittifak yaptığı başka unsurlara karşı da yürüttüğünü, yürütmek zorunda olduğunu bilerek vermektedir. Tarihin bazı kırılma noktalarından bahsedilir ki içinde yaşadığımız zaman, bu kırılma anlarından biridir. Bunu anlamak; bu kırılma anlarının meydana getirdiği sorunlar karşısında tereddüt yaşamamayı, yeni durumlara cevap vermeyi kolaylaştıracağı gibi, muhtelif ihtimaller karşısında da hazırlıklı olmanın ön şartıdır. Sorunlu yapı Buradaki problem alanlarından ilki bölgenin dinamikleridir. Bölge açısından bakıldığında ise birkaç sorundan öncelikle söz etmek gerekir. Bunlar bölge toplumlarında, benim geleneksel toplumsal bölünmeler dediğim, etnik ve mezhep ekseninde yaşana gelen olaylar etrafında oluşmaktadır. Bu temelde ortaya çıkan bölünmelerin, toplumsal ilişkilerde kapalı yapılara dayanan anti demokratik siyasal yapıların vücut bulmasını kolaylaştırdığını, dayanıklı hale getirdiğini tespit etmek zor değildir. Bölge ülkelerindeki otoriter rejimler, baskıcı siyasal yapılar, BAAS gibi ilkel totaliter düzenler hep bu temel üzerinden güç kazanmışlardır.