Türk siyasi hayatındaki en büyük sorun yenilik yaratmaktır. Her yeni yıla girerken gelecekten ümitle bahsedenler, sanki takvimin değişmesiyle bir şeylerin değişeceğini beklerler; oysa değişimi meydana getiren elbette zamanın göstergeleri olan yılbaşları olmadığı gibi takvimdeki günler de değildir. Yenilik, ancak tasavvurlarda varsa bunlar düşünceden fikir haline geçerek, oradan bir programa ya da pratiğe dönüşme imkânı buldukları zaman meydana gelecektir.
Nitekim siyasette imparatorluktan günümüze kadar uzanan siyasal hareketlere bakıldığı zaman bu ihtiyacın siyasal hayatta nasıl bir rol oynadığını görmek mümkün olacaktır. Meşrutiyet döneminin renkli fikir hayatı içinde dahi memleketin kurtuluşunu yani imparatorluk için bir çıkış yolu gösterecek bir program mümkün olmadığı için İmparatorluk içine girdiği krizden çıkamamış, bürokratik/askeri zümrenin hegemonyasında bilinen akıbete mecbur kalmıştır.
YENİ FİKİR İHTİYACI
Cumhuriyet döneminde giderek Meşruti