Vedat Bilgin Akşam Gazetesi

Yine, yeni, yeniden milliyetçilik

İngiltere’nin AB’den çıkışından sonra AB’nin geleceğinden endişe edenlerin sayısı artıyor. Başta Fransa olmak üzere AB’den ayrılmayı tartışan birçok Avrupalı olduğu gibi...

23 Kasım 2016 | 1.735 okunma

İngiltere’nin AB’den çıkışından sonra AB’nin geleceğinden endişe edenlerin sayısı artıyor. Başta Fransa olmak üzere AB’den ayrılmayı tartışan birçok Avrupalı olduğu gibi, bu fikri savunan siyasetçilerin ve partilerin giderek yükselme eğilimine girdiğini görmek de mümkün. Birçok kimseye göre, Avrupa’da milliyetçilik yükselmektedir ve bu durum da ‘ulus-devlet üstü’siyasi yapıların varlığını tehdit etmektedir; bu fikri savunanların ileri sürdüğü bir başka iddia ise milliyetçiliğin Avrupa’yı içe kapanmaya ittiği bunun da giderek yabancı düşmanlığı gibi ötekileştirici tutumların yükselmesine yol açtığıdır.

Oysa daha çok uzak olmayan bir zamanda ‘Yenidünya düzeni’ tartışmaları yapılmıştı. Sovyetlerin çöküş sürecine girdiğini o günlerde çoğu kimse ön görememiş olduğu için Gobaçov’un ‘yeniden yapılanma’ hareketi başladığında birçok yorumcu, Rusya’nın sosyal-piyasa ekonomisine geçerek sosyalizmi yeni bir aşamaya sokacağını söylüyordu ki birdenbire Sovyetler Birliği dağılıvermişti.

Ulus devlet nereye?

Neo-liberalizmin siyasi zaferinin ilan edilme zamanıydı, neredeyse herkes Fukuyama’nın adını ezberlemişti, ona göre ‘tarihin sonu’ gelmişti. Aslında esas fırtına bundan sonra başlayacaktı, neo-liberal pozitivist tarih anlayışının doğrusal tarih yorumu son hükmünü vermiş bulunuyordu. “Buna göre insanoğlu tarihte çeşitli aşamalardan geçtikten sonra tarihin son durağı liberalizme ulaşmış bulunuyordu. Artık liberalizmin karşısında duracak hiçbir güç, hiçbir toplumsal aktörden, siyasal varlıktan bahsedilemezdi, çünkü bütün bu safhalar geride kalmıştı.”

Tarih, uluslararası sistemde çift kutupluluğun Soğuk Savaş’ın bitimiyle birlikte sonunu hazırladığı gibi tek kutuplu bir dünyaya açılmaktadır. Burada neo-liberalizmin önünde engel oluşturan ulus-devletlere de yer yoktur. Dünya hızla entegre olurken ulus-devletler bu entegrasyonun önündeki en büyük engel olarak durmaktaydı. Artık ulus-devletlerin sonuna doğru gidilmekteydi, çünkü onlar 

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Veda zamanı 26 Nisan 2021 | 702 Okunma Yarın ayın kaçı? 22 Nisan 2021 | 466 Okunma Sistem değişti de ne oldu! 19 Nisan 2021 | 228 Okunma Reel sektörün dinamizmine uygun para politikası 15 Nisan 2021 | 107 Okunma Karadeniz barışı 12 Nisan 2021 | 134 Okunma