Son günlerin en önemli tartışması 90'lara dönülüyor iddiası etrafında yapılıyor. Kamuoyunda adı sanı olan gazeteci, yazar, akademisyen unvanı taşıyan birçok kimse bu iddiayı ispatlamaya, savunmaya çalışırken doğrusu şaşkınlık yaratan şeyler söylüyorlar. İnsanın bunları dinlerken beklentisi, toplum, ekonomi, siyaset konularında kayda değer yorumlar duymaktır. Oysa yazılanlar, söylenenler gerçeklikten kopuk ancak geri bir fantezi dünyasının ürünü olacak düzeydeler.
Bu insanlar nasıl olur da, bugünün toplumsal şartlarını, 90'lı yılların toplumuna taşımaya kalkarlar. "Başta sosyoloji olmak üzere, siyaset, ekonomi gibi bilimler daha giriş dersi düzeyinde toplumun değişme kurallarını kendi teorik zeminlerinde ortaya koyarken, toplumların geriye doğru yönelebileceği, eski sosyal formasyonunu geri getirebileceği türünden düşünceleri reddederek işe başlarlar. Buna hemen şöyle itiraz edilecektir: Burada kastedilen bu anlamda geriye dönüş olmayıp, 90'lı yılların politikalarıdır ve özellikle güvenlikçi uygulamalarıdır."
90'lara dönün bakalım
Zaten sorun da buradadır. Türkiye söz konusu yıllarda yaşadığı olayları, uyguladığı politikaları tekrar edebilir mi? Bugün ülkede her kesimden herkes hep birlikte 90'lı yılların başta güvenlik olmak üzere, siyasetine dönelim denilse, bunda ittifak edilmiş olsa da artık bu mümkün değildir. Neden?
Tarihte olaylar bir defa yaşanır, onları deney ortamında ki gibi tekrarlamak mümkün değildir. "Tarihsel olayı üreten toplumsal yapı değişmemiş ise, aynı yapının benzer ilişkileri, benzer olayları üretmesi tarihsel olayın biricikliği ile sosyolojik olanı birbirinden ayıran noktayı işaret eder." İşte tartışılan konuya, meseleye buradan bakmak gerekir.