Ancak TSK’nın toplumu yansıtmayan başka yönleri de var. Özellikle farklı etnisite ve dinlerden askerlerin ve kadınların sayısı konusunda.
ORDUDA KÜRT KİMLİĞİ
TÜRK toplumunun ciddi bir bölümünü Kürt vatandaşlarımız oluşturuyor. TSK içinde de Kürt kökenli çok askerimiz var. Hatta general rütbesinde subaylar da var. Bunların birçoğu çok iyi Kürtçe konuşuyor. Ne var ki konuştuğum askeri uzmanlar, etnik ve siyasal olarak Kürt kimliğini önceliklendiren, yani “etnik olarak uyanmış Kürt” asker olmadığını söylüyor.
Salı günü alıntıladığım Metin Gürcan, eski bir asker ve aynı zamanda Sabancı Üniversitesi’ne bağlı İstanbul Politikalar Merkezi’nde (IPC) araştırmacı. Gürcan, Kürt kimliğinin ordu içinde hâlâ ayrılıkçı bir kimlik olarak algılandığını anlatıyor. Doktora tezi sırasında yaptığı ankete göre, askerin yüzde 97’si Kürtçenin kamuda (okulda, hastanede vs) görünür olmasına karşı. Yani bir nevi 90’lar Türkiye’sini yansıtıyor. Gürcan, bunun önümüzdeki yıllarda yüzleşmemiz gereken asıl sorun olacağı ve çok iyi yönetilmesi gerektiği görüşünde.
Daha önemlisi ise bu durum ordu-toplum ilişkisine ve yakınlaşmasına son derece olumsuz yansıyor. Bilkent Üniversitesi Siyaset Bilimi hocası Zeki Sarıgil’in 2013’te yayınlanan “Ordu-Toplum İlişkileri” araştırmasına göre: Kürt kökenli bir vatandaş, bir Türk’ün yarısı kadar orduya güveniyor.
KADIN VE FARKLI DİNDEN SUBAYLAR