Allah Güney ve Kuzey Kore’nin muhabbetini tabii artırsın,
gözümüz yok. Ama dünyanın yangın yerine dönmüş bu bölgesinden
bakınca, insanın ister istemez bir içi gidiyor. 65 yıldır kavgalı
olan, daha birkaç ay önce 3. Dünya Savaşı’nın patlak vereceği
düşünülen bu iki ülkeden bir anda barış rüzgârları esince, “Bizim
neyimiz eksik?” diye insan gayri ihtiyari hayıflanıyor.
Bir yanda, daha 4 ay önce Trump’ın “Şişko cüce adam, sana gününü
göstereceğim, dünyanın daha önce görmediği bir gazap ve öfkeyle
karşılaşacaksın!” diye tehditler savurduğu Kuzey Kore (KK) lideri
Kim var. Diğer yanda, evvelki yıl yolsuzluk iddiasıyla iktidar
devrilince, “Kuzey Kore ile barış yapacağım” vaadiyle başa gelen,
ABD’nin de desteklediği Güney Kore (GK) lideri Moon. Peki ne oldu
da 65 yıl önceki Kore Savaşı’ndan bu yana teknik olarak savaş
halinde olan bu iki ülkeden şimdi barış esintisi geliyor?
ABD’nin derdi Çin
ABD’nin bu barış sürecini niye desteklediği belli: Hedefi, Çin’in gücünü sınırlamak. Zira Çin, KK’nın en yakın ortağı. Ve ekonomik olarak kendisi de KK’ya bağlı. İşte ABD de kendi yakın müttefiki olan GK ile KK’yi barıştırarak, Çin’i zayıflatmayı amaçlıyor.