Geçtiğimiz hafta perşembe günü Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rus ve İranlı muadilleri Putin ve Ruhani ile Soçi’de Suriye zirvesindeydi. Ben de bu “4. Astana Zirvesi”ni yerinde takip eden gazeteciler- dendim. Dönüş yolunda uçakta Erdoğan’ın sorularımıza verdiği cevaplar, Suriye’deki son durumu açıkça ortaya koydu. O günden bu yana ABD, Rusya ve İran’dan gelen üst düzey açıklamalar da durumu iyice netleştirdi.
ABD-Rusya neyin peşinde?
ABD’nin neyin peşinde olduğu besbelli: Başkan Trump, seçim kampanyasından beri Amerikan askerini Suriye’den çekip yurda döndürmeyi vaat ediyor. Ama bir yandan da kuzey Suriye’deki nüfuzunu kaybetmek istemiyor. Yani YPG üzerindeki gücünü. Bununla birlikte, İran’ın Suriye’deki etkisini kırmanın peşinde. Bu nedenle kuzeydoğu Suriye’de kontrolün Esad rejimine geçmesini istemiyor.
Bulduğu çözüm de şu: Suriye’den çekiliyor gibi yapmak, ama aslında kara gücü YPG’yi burada muhafaza etmek. Bunun için de “Benim yerime Avrupa ülkeleri Suriye’ye asker göndersin” diyor. Türkiye’ye ettiği “Koalisyon güçlerinin kontrolünde bir güvenli bölge kuralım” teklifi işte bu. Deşifresi ise şu: YPG, koalisyon güçleri çatısı altında varlığına devam etsin.