Hep yazıyorum: Bu salgında sonunda biraz olsun kendi canımızın kıymetini anladık. Virüs tüm dünyayı kasıp kavurunca, insan hayatı bir anda her şeyin merkezine oturdu. Tam da bu yüzden sağlığımıza, ne yiyip ne içtiğimize azami önem verir olduk. Midemize, bedenimize neler giriyor, hakikatini merak etmeye koyulduk. Virüsle ilgili, salgınla ilgili, sağlığımızla ilgili verilen bilgileri mercek altına almaya başladık. Doğru bilgi almanın değerini en nihayetinde anladık.
***
Bunun ispatı da şu: Temmuz ayından beri gündemin en tepesine oturan “gıda yasası”na karşı toplumda öyle büyük bir tartışma başladı ki... Medyada tarımla ve gıdayla ilgili “bilimsel dayanağı olmadan yanıltıcı yayın yapanlara” ceza getirecek olan yasa teklifi üzerine düşünün bir anda 80’den fazla sivil toplum kuruluşu çağrıda bulundu. Ülke çapında ortak açıklamalar yapıldı. Zehirsiz Sofralar adlı sivil toplum ağının başlattığı imza kampanyasını 21 bin kişi imzaladı.