Bugünkü yazımda, geçmişte medyanın nasıl yargısız infaz yaptığına dair bir vak'ayı sizlere aktaracağım.
Ak Parti'nin iktidar ilk yılları ve medyadaki 28 Şubat unsurları tarafından sürekli askerin silâhıyla tehdit edildiği günler.
2006 senesinin Eylül'ünde Hürriyet "Çocuklarımızı rahat bırak hoca" manşetiyle çıkıyor. Mâlûm o günkü Hürriyet Gazetesi güdücüleri 28 Şubat cuntasının medya ayağının lider kadrosu. Manşete hedef gösterdikleri kim olursa olsun hemen gözaltına alınıyor, Emniyette 10-15 günlük işkence faslının ardından tutuklanıyordu. Bazılarının geçmişe niçin özlem duyduklarını anlayabiliyorum!..
Hürriyet, kelimenin tam mânâsıyla bir operasyon gazetesiydi. Kendilerini "Türk basının amiral gazetesi" olarak tanımlıyorlardı. Evet amiral gazetesiydiler ama Türk basınının değil, darbecilerin amiral gazetesi.
Mevzumuza dönersek. Hürriyet'in 2006 senesinde hedefe aldığı öğretmenin adı Tarık Sezai Karatepe. Edebiyat öğretmeni olan Karatepe talebelerine yaptığı nasihatlerden rahatsız olanlar hocayı şikâyet ediyor. Laiklik histerisine tutulanların başlattığı linç kampanyası neticesi Tarık Sezai Karatepe hakkında soruşturma açılıyor.
O dönem gazetesinin başyazarı olan küfürbaz Oktay Ekşi de "Baş ve tıraş" başlıklı yazısından hocayı hedef gösteriyor. Hürriyet hedef gösterir de dönemin savcı ve hâkimleri kendilerine vazife çıkarmazlar mı, çıkarırlar. Nitekim çıkarmışlar ve Karatepe'ye 2,5 hapis cezası vermişler.
Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'nün Karatepe'nin lehine verdiği, 'Kanun Yararına Bozma Yoluna Gidildiği' kararını rağmen Yargıtay hâkimleri cezayı onamışlar.
Şu tevafuka bakın ki, Karatepe hakkında iddianame hazırlayan Cumhuriyet Savcısı ile 'Kanun Yararına Bozma' kararını görmezden gelen Yargıtay üyeleri FETÖ üyeliğinden halen hapisteler!