“Gül alıp gül satan”lar… Komşusu açken tok yatmayanlar… Müşterisini siftah yapmayan karşı dükkâna gönderenler… Altında gölgelendiği ağaçtan helallik isteyenler… Hayvanat susuz kalmasın diye yere göğe suluk koyanlar…
Nerede bu insanlar? Nereye gittiler?
Doğu’dan Batı’dan okunmadık kitap, izlenmedik film, dinlenmedik müzik, takip edilmedik söyleşi ve konferans bırakmayıp ‘her şeyi cesurca tartışan’ bizler nasıl olduk da her şeyin sahtesine kaldık?
Sahip olduğumuzu sandığımız müktesebat bizi neden iyiye, güzele, doğruya götürmedi?
Neden bunca bilgi yığınının altında ezildik, büzüldük?
Kendimizce güçlü ve yeterli gördüğümüz müktesebat bizi niçin dünyevileşme çukuruna d&uum