Bugünün yazısı olarak başlığa ünlem, metin olarak da sadece bir fotoğraf koyup gazeteye gönderecektim.
Koyacağım fotoğraf, son yılların ibretlik fotoğrafları arasında ilk sırada olmaya aday bir fotoğraf.
Vazgeçmiş değilim, lafı fazla uzatmadan birkaç cümleyle neden ibretlik fotoğraf dediğimi izah ettikten sonra yazının sonuna fotoğrafı koyacağım.
Çevik Bir...
28 Şubat darbesinin kudretli generali.
Başını çektiği cuntanın Müslüman Anadolu halkına yaptığı zulümlerin tesiri hâlâ sürüyor. Tedavi edilemez derin yaralar açtılar, telafi edilemez kayıplar yaşattılar.
Namaz kıldığı için işten atılınca bunalıma girip intihar eden babalar, başörtüsü taktığı için okuldan atılınca deliren kız çocukları, darbeye direndiği için işkencelerden geçirilip zindanlara atılan delikanlılar, deliren ve zindanlara atılan evlatlarının hallerine yürekleri dayanmayıp inme inip yatağa düşen anneler.
Çevik Bir'in gerek benim gerekse 15 Temmuz Şehidi Halil Kantarcı'nın hayatında da 'müstesna' bir yeri vardır. Brifing (Emir) verdikleri 28 Şubat yargısı beni 14, Şehid Halil'i de 15 yaşında idam edecekti; bana da Halil'e de darağacı gösterilmişti!..
28 Şubat cuntasının ülkede hüküm sürdüğü senelerde sözü "Devlet emri" olarak kabul edilen Çevik Bir ve cuntasında yer alan subaylar yıllar sonra yargılandı ve darbeye teşebbüs suçundan müebbet hapis cezasına çarptırıldılar.
28 Şubat davasıyla alâkalı birçok yazı yazdı. Cuntanın sadece askeri kanadının yargılanmasının adaletsizlik olduğunu yazdı. Teferruata girmiyorum, merak edenler gazetenin arşivinden okuyabilir.
Müebbet hapis cezası aldıktan sonra evlerine gönderilen 28 cuntasının askeri kanadı, geçen sene haklarındaki hüküm Yargıtay tarafından onanınca cezaevlerine konuldular.
Darbecileri destekleyen güruh 28 Şubat cuntasının askeri kanadında yer alan paşaların yaşlı ve hasta oldukları gerekçesiyle hapse konulmamaları için kampanya başlatmalarına rağmen paşalar cezaevine konuldular.