“Hoşgeldin ey Şehr-i Ramazan” demeye fırsat olmadan, kadr ü kıymetini bilemeden, belki de affolunmuşlar zümresine nâil olamadan günleri tükettik. Gidiyor, 11 ay boyunca beklenen; bir “hoşçakal”ına muhatab olamadan.
Hainiyle uğraş, basiretsiz ferasetsiz pazarlamacılarla uğraş, ahmak dosta dert anlatmaya çalış; günler geçiyor, hayat bitiyor. O’nun rızasını kazanmak için gönderildiğimiz ve kısa bir süre kalacağımız ahiret tarlasına kalbimizi perçinledik. Geliş gayemizi unuttuk. Mânen ve dolayısıyla da madden işgal altındayız. İşgalden kurtulmak için ne yapmalıyız? Bu azim sualin cevabını, günümüzün büyük kalb mütehassıslarından Mahmud Ustaosmanoğlu Hazretleri’nin aşağıda iktibas ettiğim sözlerinde arayalım. 15 Temmuz akşamı mazhar olduğumuz ilâhî lütufun devamı için kalblerimizi mâ