Ne yapacaklarını, nasıl konuşacaklarını, neyi yazacaklarına kadar dışarıdan talimat alıyorlar ama sorsan 'bağımsız' siyaset yapıyorlar.
ABD ve Avrupa'dan maaşa bağlanmışlar ama sorsan 'bağımsız' gazetecilik yapıyorlar.
İşi öylesine pervasızlığa döktüler ki, Avrupa ülkelerinin Türkiye'deki büyükelçiliklerinden parayı direkt alıyorlar. Pervasız dememim sebebi şu: Bu tür dış faaliyetlerde hedef ülkede satın alınacak ve kullanılacak unsurlara para ya bir sivil toplum kuruluşu veya bir şirket üzerinden aktarılır. Genel temayül böyledir. Lâkin Türkiye'deki özgürlüğe bakar mısınız, Batılı büyükelçilikler bazı Türk gazetecilerine açıktan para dağıtabiliyor. Ve bu paraları alanlar 'Bağımsız gazetecilik, tarafsız habercilik' yaptıklarını söyleyebiliyorlar!
Bu 'gazeteci' unsurlara Türkiye aleyhine haberler sipariş ediliyor. Sipariş haberler ABD ve Avrupa medyasında imzasız veya başka bir isimle yayımlanıyor. Sonra mezkûr unsurlar kendilerine yazdırılan haberi ''ABD