Tam bir sene önce yine aynı mevzuyu yazmışım. Aslında devamlı yazmam, hatırlatmam gereken bir adalet çağrısı ama maalesef günlük mevzular içerisinde unutuluyor.
Sivas mağdurlarının hâlâ süren esaretinden bahsediyorum. 29 yıldır hapishanedeler. Ceza ve infaz kanunlarındaki çeşitli değişiklikler veya yeniden yargılamalarla cezaevleri boşalırken bir tek Sivas davası mağdurları cezaevinde tutuluyor. Bir tek onlar cezaevinden ancak ya tabutla veya sedye ile çıkabiliyorlar. Sedye ile çıkan da zaten ölüm döşeğinde oluyor.
Sivas Davası bir intikam davası. İntikam alanların kimler olduğunu bir sene önceki yazımda, neredeyse vatandaşlık kimlik numaralarına kadar yazmışım:
Ne diyordu Yargıtay Onursal Üyesi Cevdet İlhan Günay: ''Hâkim arkadaşlarımız derler ki, bir yere gelebilmek için TSE damgalı olmak lâzım. TSE ama açılımı Türk Standartları Enstitüsü değil. Onun açılımı, Tunceli-Sivas-Erzincan'dır!''
TSE hattından