Devletlerarası ilişkilerde kişisel dostlukların elbette pozitif bir katkısı vardır, birbiriyle iyi geçinen liderlerin olumlu enerjisi ülke politikalarına da yansır. Ama devletlerarasındaki ilişkiler kişiselleştirilmeyecek kadar da önemlidir, kurumsaldır, çok boyutludur.
Trump 2016 Kasımındaki seçimden zaferle çıkmış, 2017 Ocak ayında da Başkanlığı devralmıştı. Aradaki geçiş döneminde de brifinglerle başkanlığa hazırlanmıştı. O dönemde yazdığım bir yazıda ABD Türkiye ilişkilerinin seyrini ele almış ve Trump’ın önüne konulacak neredeyse her dosyada Türkiye’nin öneminin daha iyi göreceğini belirtmiştim.
Şimdi aynı brifing süreci Biden için yaşanıyor. Biden’ın Türkiye’ye ve Cumhurbaşkanımız Erdoğan’a yönelik bazı fikirleri biliniyor. Bu fikirlerden kalkarak Türkiye-ABD ilişkileri hakkında olumsuz bir fikre kapılmak için çok erken, bu yüzden ‘ihtiyatlı kötümserlik’ öne çıksa bile iyimserlik zeminini aramakta fayda var.