Türkiye Cumhuriyeti 15 Temmuz’da hain cunta girişimine maruz kaldı ama milletin şanlı direnişi sayesinde yıkılamadı. Ardından üç terör örgütünün eş zamanlı saldırılarıyla baskılanmaya çalışılıyor. İçeriye dönük amaç toplumsal kaos çıkararak hükümeti devirmek, dışa dönük amaç, bölgede sınırlar yeniden çizilirken Türkiye’yi etkisiz bırakmak...
Peki, bu süreçte ana muhalefet partisi CHP ve onun genel başkanı nerede duruyor, kimin ekmeğine yağ sürüyor? CHP milliyetçi bir parti olmayabilir ama millici olmak ülkesinin menfaatlerini koruyan bir vatanseverlik sergilemektir, CHP tabanında da var olan bu duyguları acaba CHP yönetimi dikkate almıyor mu?
CHP’nin yeni stratejisi çok açık: Hükümet kiminle mücadele ediyorsa onun yanında saf tutmak ve onların dayandığı tabandan oy devşirmek... PKK ve FETÖ ile mücadelede üretilen mağduriyet edebiyatı bu stratejinin bir tezahürü.
HDP’li milletvekillerinin tutuklanması karşısında CHP halka direnme hakkını kullanma çağrısı yaptı. Direnmeye yönelik çağrıların demokratik bir sivil itaatsizliğe dönüşmediğini, cana/mala kasteden bir sokak kalkışmasına dönüştüğünü Gezi olaylarında ve Kobani olaylarında gördük. Birini CHP diğerini HDP körükledi ve günlerce sokaklar terörize edildi.