Yalçın Akdoğan Star Gazetesi

Erdoğan otoriter mi?

Cumhurbaşkanı Erdoğan Türk siyasetinde şahıs olarak en fazla hedefe konulan liderlerden biridir. - Hapise atılarak siyasi hayatı bitirilmek, önü kesilmek istendi. - Göreve gelir gelmez darbecilerin...

18 Kasım 2016 | 5.553 okunma

Cumhurbaşkanı Erdoğan Türk siyasetinde şahıs olarak en fazla hedefe konulan liderlerden biridir.

- Hapise atılarak siyasi hayatı bitirilmek, önü kesilmek istendi.

- Göreve gelir gelmez darbecilerin hazımsızlıklarıyla, iktidarı baskılayan tavırlarıyla, yayınlanan bildirilerle karşılaştı.

- 2007 yılında Cumhurbaşkanı adayı olması halinde iç savaş çıkacağı söylendi.

- Partisi kapatılarak siyasi hayatı bitirilmek istendi.

- ‘Katil, terörist, hırsız’ gibi en ağır hakaretlere/iftiralara maruz kaldı.

- Bir dönem eşiyle birlikte askeri tesislere girmesi bile büyük kriz olarak görüldü.

- Montaj ses kayıtlarıyla karakter suikastine uğradı.

- Ailesi ve yakın çevresi çok ağır top atışına tutuldu.

- Sokak isyanlarıyla devrilmeye çalışıldı.

- Cunta darbesiyle yok edilmek istendi.

Erdoğan’ın maruz kaldığı saldırılar Çin Seddi kadar uzun bir liste oluşturur.

Erdoğan (Takiyyeci, irticacı, diktatör, mahalle baskısı yapan, özgürlük karşıtı gibi) psikolojik harekâtın her türlüsüne, sokak isyanlarının envai çeşidine, fiili silahlı saldırıların/darbelerin farklı türlerine, karalama kampanyalarının ve hakaretlerin tümüne, siyasi entrikaların, kumpasların ve hukuki engellemelerin binbir çeşidine maruz kaldı. Bu kadar sınamadan, meydan okumadan, saldırıdan, kirli oyundan halkının büyük desteğiyle ve sevgisiyle kurtulan bir lideri otoriter diye adlandırmak en basit tabirle insafsızlıktır. 

Elbette her siyasi lider/devlet yöneticisi bir otorite sahibidir. Karizma ve otorite sahibi olmakla otoriter olmak farklı şeylerdir. Machiavelli gibi siyaseti karanlık alanda yapmayı tavsiye edenler otoritede ‘korku’yu öne çıkarsalar da asıl olan otoritenin sevgiyi esas almasıdır. Erdoğan’ın tesis ettiği otorite zoru, baskıyı ve korkuyu değil, gönül birlikteliğini ve sevgiyi esas alır. Nitekim 15 Temmuz gecesinde halkın canı pahasına sokağa dökülmesinde bu gönül bağının etkisi vardır. Halk sevdiği liderle kendisini özdeşleştirmiş, onun başarı ve zaferini kendi başarısı ve zaferi olarak görmüştür. Bu yüzden de ona yönelik saldırıyı kendisine yapılan bir saldırı olarak algılayarak göğsünü siper etmiştir.

Otoriter liderler korku üzerine halkın bağlılığını sağladıkları için sandıktan ve seçimde kaybetmekten korkarlar. Erdoğan koltuğa yapışan, seçimde kaybetmesi halinde oyunu tanımayacak veya halkı isyana davet edecek bir siyasetçi değildir, hiç olmamıştır. Onun için insanların kor

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Amerika'nın sesi… 25 Haziran 2021 | 471 Okunma Ortadoğu barışının tek umudu: Kılıçdaroğlu! 23 Haziran 2021 | 771 Okunma Görüşmenin kazancı nedir? 17 Haziran 2021 | 218 Okunma Sıcak temas ve güler yüzler… 15 Haziran 2021 | 238 Okunma ABD Başkanı'yla görüşme… 11 Haziran 2021 | 289 Okunma