Değişimden korkmamak lazım.
İnsanoğlu alışık olduğu şeyin değişmesini bir konfor kaybı olarak görür, bu yüzden değişmek hep bir dirençle, şüphe ve endişeyle karşılanır. Mevcudu muhafaza insanın genel huyudur.
Yeniliğin insanın hayatına çok şeyler katacağı düşüncesi oluştuğunda ise bir heyecan ve yenilik özlemi hasıl olur. Önemli olan, yeniliğin insanların hayatına ne katacağını doğru anlatmak ve bir arzu ve heyecan oluşturmaktır.
Mevcut hal, sorunları çözmüyor, bir tıkanıklık ve kriz üretiyorsa ‘sürdürülemezlik’ söz konusudur. Statükoyu sürdürme şansı kalmadığında değişime yelken açmak bir tercih meselesi olmaktan çıkar. Zorunluluk durumu, değişimi kaçınılmaz kılar. Bu tür durumlarda değişime direnmek yerine en doğru değişim seçeneğini gerçekleştirmeye çalışmak gerekir.
Hatırlanırsa uzun zaman ‘çözümsüzlük çözümdür’ anlayışı birçok konuda devletin temel refleksiydi. Şartlar ve dünyanın geldiği nokta mevcut yaklaşımı sürdürmenin imkânsızlığı ortaya koydu ve Türkiye değişim rotasında politika revizyonuna gitmek durumunda kaldı.
Değişim iki durumda da kendisini önümüze koyar.
Birinci hal, şartların mevcudun devamını imkânsız kıldığındaki değişimin kendisini dayatması halidir.
İkinci hal, değişimin daha büyük bir yenilik vizyonu şeklinde ortaya çıktığı haldir.
AK Parti iktidarı, 2002’deki AB perspektifiyle de, 2023 vizyonuyla da milletin özlem duyduğu bir değişim programını ortaya koydu. Büyük heyecan ve özlemle karşılanan bir demokratikleşme dalgası oluşturdu.