Son zamanlarda dava adamlığının ne olduğu tartışılıyor, dava kavramının muğlaklığı üzerinden değerlendirmeler yapılıyor. Davaya ihanet, davaya sadakat, davaya adanmak gibi ifadeler özellikle siyasi/ideolojik alanda çok kullanılıyor. Haklı olarak ‘dava, neyin davası’ şeklinde sorular gündeme geliyor. Kavramın, millete hizmet davası, adalet ve hakkaniyet davası gibi birçok kullanımına şahit oluyoruz.
Kanaatimce, dava sahibi olmak, iddia sahibi olmaktır. Bu iddia dinden, ideolojiden veya dünya görüşünden kaynaklanıyor olabilir. Hayata, dünyaya, insana nizam vermeye yönelen davalar belli hedeflere ulaşma idealini yaşatırken, insanın hangi değer ve ilkeleri gözeterek, hangi yol ve yöntemleri izleyerek bu iddialarına ulaşabileceklerini söylerler.
Dava adamı olmak bu yüzden hem ulvi h