Kimine göre ‘batılılaşma paradigması’ fena halde çöktü, kimine göre ise ‘Avrupa Birliği paradigması’ fena halde çatırdıyor.
F. Başkaya Paradigma’nın İflası kitabında 19’uncu yüzyıldan itibaren batılılaşma ve çağdaşlaşma gibi kavramlar üzerine kurgulanan paradigmanın çöktüğünü, aslında bunun emperyalizmin sömürü düzenine hizmet eden bir kandırmaca olduğunu söylüyordu. İdris Küçükömer’e göre bu bir ‘yenilgi tuzağı’ydı…
Alain Touraine ise batı dünyasının dağıldığını söylüyor (Bugünün Dünyasını Anlamak İçin Yeni Bir Paradigma, Yapı Kredi Yayınları). Avrupa’da sosyolojinin baba isimlerinden olan Touraine’nin bu söylemi hamasi veya yüzeysel bir değerlendirmeye dayanmıyor. “Toplumsal olanın bozuluşunu izliyoruz” diyen Touraine, Machiavelli ile başlayıp Hobbes ve Rousseau’dan geçerek Tocqueville’e kadar süren toplumsaldan siyasala uzanan anlayışların geldiği aşamayı sorguluyor: “Toplumsal yaşamın toplumsal paradigmasının krize girip dağılması bir kaos üretti, bu kaosta hiçbir toplumsal ayara gelemeyen şiddet, savaş ve pazarların egemenliği vardı, bir de toplulukçulukların kimlik saplantısı.”