ABD Başkanı Jimmy Carter’a “Bizim çocuklar yaptı” diye duyurulan 12 Eylül 1980 faşist darbesinin üzerinden 43 yıl geçti.
43 yıl önce bugün (dün) gerçekleştirilen, ülkemizi solsuz ve soluksuz, laik Cumhuriyetimizi sahipsiz bırakan batı emperyalizmi güdümlü bu askeri darbe, bedelini ulusça hâlâ ödediğimiz Cumhuriyet tarihimizin en karanlık, en kanlı, en acılı dönemlerinden biridir.
Faşist cunta yönetiminde 650 bin kişi gözaltına alınmış, 230 bin kişi askeri mahkemelerde yargılanmış, 7 binden fazla idam cezası istenmiştir. Cezaevlerinde 171’i işkencede 300’e yakın insanımızın yaşamını yitirdiği, 48 kişinin idam edildiği bu karanlık dönemde, cunta istihbaratının fişlediği 1 milyon 683 bin yurttaşımızın yaşamları karartılmıştır. Bölge merkezli, mütekabiliyet esaslı onurlu Kemalist dış politika geleneğinin ve devlet yönetim ciddiyetinin de, siyasetin halka hizmet olduğu anlayışının ve Türkiye Cumhuriyeti’nin laik, demokratik ve sosyal bir hukuk devleti olma niteliğinin de köküne kibrit suyu dökülerek Atatürk Cumhuriyeti boğazlanırken “Asmayalım da besleyelim mi?” sapkınlığı ile yaşı büyütülerek idam edilen 17 yaşındaki Erdal Eren’in katline alkış tutan, Kenan Evren’in önünde iki büklüm yalakalık eden siyaset esnafına yol verilmiş, 1982 Anayasası’na destek karşılığı olarak da Fetullah Gülen Cemaati başta olmak üzere birçok tarikat ve cemaatin sırtı sıvazlanmış, devlet kadrolarına sızmalarına göz yumulmuştur.