MERHUM Menderes gücünün doruklarında olduğu 1955 yılında meclis grubunda yaptığı bir konuşmasında, "Siz isterseniz hilafeti bile geri getirebilirsiniz" meşhur sözü ile iktidar çoğunluğunun ağırlığına vurgu yapmıştı.
İddialı konuşmalarından bir diğerinde, “Millete mal olmuş
inkılapları muhafaza edeceğiz, millete mal olmamış inkılapları
tasfiye edeceğiz” sözleri ile inkılaptan ne anladığını ortaya
koymuştu.
İnkılap ve milletin değerleri arasında zorunlu bir ilişki kurarken,
demokratik ayağının da tekemmül ettirilemediğini ve yarım
bırakıldığı iddiasını ileri sürmüştü. Menderes, en hayati siyasi
polemiklerini, İsmet İnönü ile yapmış ve bugün de iddia edildiği
gibi, dönemini (tek parti) ‘zulüm ve baskı’ dönemleri olarak
nitelemişti.
Bugün muhalefetsizlik nedeniyle, iktidarın İnönü’nün siyasi kimliği
ile 50 yıl öncesini referans alarak, aynı polemiklere girmekte bir
beis görmemesi, aynı siyasi geleneğin bir gereği olduğu kadar,
tarihin bir ironisi olarak da anlaşılabilir.
7 Haziran-1 Kasım arası mevzilere geri çekilip, demokrasi vurgusunu
öne çıkaran iktidar destekçilerinin de abartılı bir güç gösterisi
içinde, savaş baltalarını biledikleri görülüyor.
Cumhuriyet’i kuran kadroyu yok sayarak, son Osmanlı’nın Yıldız
Sarayı ile yeni Türkiye’nin Külliyesi arasında düz bir hat çekme
hevesinin siyasi faturası ile bu arkadaşlar ilgili değil... Nasıl
olsa, “Cumhurbaşkanı bir formül bulur” konforu içindeler, sanki
millet sadece bunlardan ibaret ve de seçimleri bizatihi kendileri
kazanmış gibiler...